MUCURUN TARİHİ
Orta Anadolu da, Kırşehir ili sınırları içinde yer alan Mucur, il merkezine 20 km uzaklıkta Acısu vadisinin yamaçlarında ve vadiyi çevreleyen tepeler üzerinde kurulmuştur. İl merkezinin güneydoğusunda yer alan Mucur’un doğusunda Hacıbektaş güneyinde Gülşehir kuzeydoğusunda Kozaklı ilçeleri yer almaktadır.
Bölgede en eski yerleşme ilk tunç çağında olmuştur. Daha sonraları Hititlerin ve firiklerin eline geçmiştir. Zamanla Perslerin eline geçen yöremiz yine pers soyundan olan Kapadokyalıların hakimiyetine geçmiş, pek çok çekişme ve savaşlar sonrasında Romalılar bölgeye hakim olmuştur. Arap akınlarına da uğrayan yöremiz ve çevresi Selçukluların eline geçmiş ve Kösedağ savaşından sonra Moğol-İlhanlı egemenliğine girerek Eretna beyliğine katılmıştır. Son olarak Osmanlı egemenliğine geçen bölgemiz ve çevresi bir daha yabancı istilasına uğramamıştır.
Mucur ilçesi önceleri Niğde sancağına bağlı bir köy iken 1868 yılında Kırşehir’e bağlı bir nahiye olmuştur. Kırşehir 1924 yılında il olunca aynı yıl Mucur’da ilçe olmuştur.
ATATÜRK, Sivas kongresinde 22 Aralık 1919 saat 08:30’da yanındaki heyetle birlikte Mucur’a gelip, geceyi Mucur’da hükümet konağında geçirerek 24 Aralık 1919 günü öğle vakti 3 arabayla Mucur’dan hareket ederek ayrılmıştır.
Mucur’un yüzölçümü 1068 km2 olup, son sayıma göre 15000 civarında nüfusu ve 45 köyü vardır.
MUCUR ADI
Rivayetlere göre, eski zamanlarda, Mucur ve civarındaki mağaralarda gayri Müslim ahali yaşıyormuş. O tarihlerde kasabanın 5 km kuzeybatısında (Kızılin denilen) aşılık mevkiinde Müslüman Türkler yaşıyormuş. Sabahları Mucur’un yerindeki mağaralarda yapılan ateşlerin dumanı, aşılık civarındaki Türklerin dikkatini çeker ve “ gene Mucur’un gavurunun dumanı tütüyor” derlermiş. Mucur ise Mağaralarda yaşayan gayri Müslimlerin reisinin ismi imiş. Mucur isminin oradan aldığı söylenmekle birlikte, Mucur’un etrafında küçük küçük tepelerin bulunması Mucur’un çukur kaba, çiniğe benzemesinden de Mucur adı verildiği söylenmektedir.
